Özet:
SEN HAMLET DEĞİLSİN
Hamlet, Ophelia, Gertrude; Taylan, Lerzan, Leyla... Dört yüzyılda değişenler, aynı kalanlar.
Karavanda yaşayan anne, oğul ve kız. Anne (Leyla), `68 kuşağından, hippi felsefesini içselleştirmiş, ona uygun yaşayan, seramik yaparak geçinebilecekleri hayalini kuran, aykırı bir kimlik. Oğul (Taylan) oyunculuk okulu mezunu, garsonluk yaparak evin sorumluluğunu üstlenmiş ve Hamlet tiratlarıyla sürekli seçmelere giren bir genç. Kız (Lerzan), üniversitede matematik son sınıfı öğrencisi, üstün zekalı, dünyada henüz çözülmemiş matematik problemlerinden birinin çözümü aşamasında, sosyal ilişkilerde sorunlu bir genç kız. Çocuklar, Leyla`nın iki ayrı ilişkisinden doğmuştur. Oyun, küçük benzerlikler taşısa da, “Hamlet” oyununun olaylar örgüsünü takip etmez. Ancak ilişkiler, figürlerin kimlikleri, psikolojileri önemli paralellikler taşır: Eyleme geçemeyen, kararsız, alaycı, yaşam-ölüm ikileminde, öfke içinde kendiyle kavgalı Taylan/ Hamlet; hayal dünyasında, çevresinde olup bitene aymaz, iyi enerji ve sevgiyle tüm sorunların üstesinden gelebileceğine inanan Leyla/ Gertrude ve kırılgan, güvensiz, zeki ama aklı karışık, abisine sığınmış Lerzan/Opheila.
Seyirciyle diyalog kurularak açılan oyunun dramatik akışı, Leyla`nın, Taylan`ın amcasıyla evleneceği haberiyle başlar. Özellikle anne oğul arasındaki sevgi ve nefrete dayanan duygusal ilişki artık pek çok olayın tetikleyicisi olacaktır. Lerzan`ın bir bursla yurtdışına gidecek olması bir başka dönüm noktasını oluşturur.
Açık biçim bir dramaturgi anlayışıyla yazılan ve sahnelenen oyunda, pek çok Hamlet tiradı seyirciyle buluşacak, oyun akışı yer yer seyirciyle bir söyleşi ortamına dönüşecektir. Oyun ayrıksı kimlikler ve ilişkilerle, günümüz sosyo-ekonomik koşulların yarattığı bunalımlara göndermeler taşımaktadır.
Absürt bir güldürü de içeren oyunda, `60/70`li yıllardan bazı müzikler canlı olarak çalınıp, söylenir.
|